Gördüklerim, duyduklarım, düşündüklerim…

Son yaşanan polis gözaltıları ve tutuklamalarıyla ilgili görüşümün yer aldığı haber

AK Parti hükümeti ve Fethullah Gülen Cemaati arasında 17 Aralık’tan bu yana yaşanan güç mücadelesinin sonucu olarak, bazı soruşturmaları yürüten polislerin gözaltına alınması ve bazılarının tutuklanmasıyla ilgili SES Türkiye görüşüme başvurdu. Verdiğim cevaplardan da alıntıların olduğu haber aşağıda. Ancak bazı alıntılarda düşüncem değişikliğe uğratılmış. SES Türkiye’ye gönderdiğim metnin tam haline buradan ulaşabilirsiniz. Haberi özgün sayfasından okumak için ise buraya tıklayabilirsiniz.

AB’den polis yolsuzluğu soruşturmasına şeffaflık çağrısı

Tutuklamalar, Fettullah Gülen hareketi ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükumeti arasındaki çatışmayı yeniden canlandırdı.

SES Türkiye için İstanbul’dan Zeynep Cermen’in haberi — 13.08.2014

Polis gözaltısı

Yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan istihbarattan sorumlu eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hayati Başdağ, gözaltı öncesi tıbbi muayenenin ardından İstanbul’daki bir hastaneden çıkarken kelepçeli ellerini kaldırıyor. [AFP]

 Avrupa Birliği, Türkiye’nin yasadışı dinleme ve casusluk suçlamasıyla 148 polis memurunun gözaltına alınması ve 39’unun da tutuklanmasının ardından yargılama sürecinin bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini vurguladı.

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, “Bu güncel gelişmeler, dikkatimizi çekmiştir ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz” sözleriyle SES Türkiye‘ye konuştu.

Temmuz ve Ağustos aylarında 14 ilde gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili iddianame henüz yayınlanmadı ve yargılama tarihi belirlenmedi.

Tutuklamalar, Fetullah Gülen hareketi ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti arasındaki çatışmayı alevlendirdi. Yetkililer, operasyonları Başbakan Erdoğan’ın Gülen cemaatinin “paralel devlet” yapılanmasına karşı yapılan bir hamle olarak değerlendirdi.

Erdoğan, 17 Aralık 2013 tarihinde üst düzey devlet yetkililerine yönelik olarak İstanbul’daki savcılar tarafından açılan yolsuzluk soruşturmasından sonra açıkça Gülen’i suçlamıştı. Hükümet operasyonun hemen ardından, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) ilişkin kanunu çıkararak adalet bakanına yargı organları üzerinde daha fazla yetki vermişti. Gülen hareketi ise üst düzey devlet yetkililerinin ses kayıtlarını basına sızdırarak yanıt vermişti.

Analistler, son zamanlarda polislere yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonlarının yanı sıra geniş çaplı Gülen-hükümet kavgasının demokrasi ve güçler ayrılığı ilkesini zayıflattığı konusunda endişeli.

AB Türkiye Delegasyonu, SES Türkiye‘ye yaptığı açıklamada ayrıca, Aralık ayında kamuoyuna duyurulan yolsuzluk soruşturmalarının da şeffaf ve tarafsız bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti.

Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenlerinden Serkan Köybaşı, gözaltı ve tutuklamaların hükümetin gücünü pekiştirme yöntemi olduğunu söyledi.

“Polislere yönelik operasyonların hükümetin bir yandan Gülen hareketinin kontrol mekanizmasını engellerken öte yandan da tüm güçleri kendi sisteminde toplamaya çalıştığı bir süreç olduğunu düşünüyorum” sözleriyle SES Türkiye’ye konuşan Köybaşı, “Böyle bir rejime demokratik bir rejim diyemeyiz” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise düzenlediği basın toplantısında “Ben yargı süreçlerine ilişkin değerlendirmeler yapmayı doğru görmüyorum.

Süren adli bir süreç var. Bu sürecin hukuk içerisinde işleyip işlememesi önemlidir. Eğer süreç usul mevzuatına uygun, hukuka uygun işliyorsa orada sorun yoktur” şeklinde konuştu.

“Bu süreçlerle ilgili Türkiye’de bazı çevreler tarafından büyük bir algı operasyonu yapıldığını hep beraber görüyoruz. Ben onun için diyorum ki algı operasyonlarıyla yargılama faaliyetlerini etkilemek doğru değil. Diyoruz ki bırakın soruşturma hukuka uygun bir şekilde işlesin. İşleyen soruşturma zaten gerçeği sonunda ortaya çıkaracaktır” dedi. Köybaşı, hükümetin yanlış icraat iddialarına ilişkin kanıt toplayan Gülen hareketinin hükümet üzerinde bir nevi bir kontrol mekanizması görevi görmeye çalıştığını söyledi. Ancak Köybaşı “Zira resmî bir statüsü olmayan, kanunla kurulmamış, hukuka ne kadar uygun olduğu tartışmalı bir dinsel cemaatin, parlamenter sistemin yasamadan beklediği denge ve denetim ihtiyacını karşılaması bir demokraside mümkün olamaz” dedi.

Köybaşı ayrıca Gülen cemaatini “Anayasa’ya ve demokrasiye aykırı bir örgütlenme” olarak nitelendirdi ve bu hareketin lağvedilmesi gerektiğini söyledi. Hükümetin ise yolsuzluk iddialarına ilişkin hesap vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Boğaziçi Avukatlar Derneği Genel Sekreteri Nafi Deniz ise operasyon sırasında hak ihlalleri yapıldığını ve şüpheli polislere kötü davranıldığını söyledi. Tüm şüpheliler kamu çalışanı olmasına ve kaçacaklarına dair en ufak bir emare olmamasına rağmen, polislerin karakola kelepçelerle götürüldüğünü belirtti.

Deniz, “Yetkililer, onları halkın gözünde suçlu ilan etmek istedi” sözleriyle SES Türkiye’ye konuştu.

Yorum yazmak ister misiniz?

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Bilgi

This entry was posted on 18/08/2014 by in Düşünceler, Güncel and tagged , , , , , , , , .

Bu blog'u takip etmek için mail adresinizi yazınız

Diğer 17.412 aboneye katılın

Twitter’dan

En son yayınlananlar

%d blogcu bunu beğendi: