İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) çok yakın bir zaman önce vermiş olduğu Bayatyan Ermenistan’a karşı kararıyla ilgili bir makale yazmaya başladım. Bu vesileyle uzun bir zamandan beri toplamakta olduğum ama bir türlü okumaya başlayamadığım sivil itaatsizlik ve vicdani ret kitaplarını da gözden geçirme fırsatı buldum. Bu kitapları gözden geçirmeye başlayınca fark ettim ki makaleyi toparlamak tahminimden daha zor olacak çünkü bu vicdani ret konusu çok derin bir konu. Okudukça dallanıp budaklandı, makale diye başlamayı düşündüğüm konudan tez çıkacağını anladım (Nitekim bu konuda 2008-2010 yılları arasında yazılmış 6 adet tez var; Yüksek Öğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi sayfasından kayıt olunarak indirilebilirler.) . Ancak benim zaten yazmak durumunda olduğum bir tezim olduğu için makaleyi daraltarak Bayatyan kararına odaklamaya çalışıyorum şu an.
Neyse, konuyu çok uzatmayayım. Makale için okumalar yaparken çok rezil eserlere de rastlamış olmama karşın bir de çok şahane bir kitabı okuma şansına ulaştım: Çarklardaki Kum: Vicdani Red Düşünsel Kaynaklar ve Deneyimler. Özgür Heval Çınar ve Coşkun Üsterci tarafından yayına hazırlanan eser bir derleme.
Yerli ve yabancı çok sayıda yazarın kısa veya uzun yazılarını barındıran kitabın bölümleri şu şekilde:
Birinci Bölüm: Toplumun Militarizasyonunda Zorunlu Askerlik ve Zorunlu Askerliği Reddetme
İkinci Bölüm: Erkek Egemenlik, Cinsiyetçilik ve Heteroseksizm Eleştirisi Olarak Vicdani Red
Üçüncü Bölüm: Dünyada ve Türkiye’de Vicdani Red Deneyimleri
Dördüncü Bölüm: Ulusal ve Uluslararası Hukuk Açısından Vicdani Red
Beşinci Bölüm: Ekler
Son derece özenli bir çalışma olan bu kitabın içeriğindeki makaleler bilimsel olarak kaleme alınmış ancak -çeviriler dahil- kullanılan dil son derece sade. Bu yüzden okuması son derece kolay.
Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülke arasında vicdani ret hakkını tanımayan iki ülkeden biri Türkiye. “En azından yalnız değiliz” derseniz, diğer ülkenin de Azerbaycan olduğunu söyleme gereği duyarım.
“Askerler yaptı” diyerek beğenmediğimiz ve şimdilerde değiştirmeye çalıştığımız 1982 Anayasası’nın vatan hizmetini düzenleyen 72. maddesi vicdanî redde ve alternatif kamu hizmetine açık kapı bırakıyor. Sorun, 72. maddenin uygulama kanunu olan 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun vatan hizmetini “her erkek için askerliğe” daraltmış olması. Bu kanun uyarınca defalarca hapis cezası verdiğimiz ve bu nedenle İHAM tarafından “sivil ölüme” terk etmekten ceza aldığımız Osman Murat Ülke davasının gereğini, yani Askerlik Kanunu’nu tekrarlanan hapis cezasından temizleme işlemini hükümetlerimiz senelerdir yerine getirmiyor. Ancak şimdi İHAM, Bayatyan kararıyla, Avrupa Konseyi’nde “neredeyse oybirliği” olduğunu ve bu nedenle vicdanî reddin tanınmamış olmasını doğrudan hak ihlali olarak kabul etti. Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrası uyarınca İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (ve onun yorumunu sağlayan İHAM kararları) kanunların üzerinde. Peki bu durumda Askerlik Kanunu değişmemiş olmasına rağmen vicdanî ret hakkı Türkiye’de de oluştu diyebilir miyiz?
Benim makalemi beklerken bence Çarklardaki Kum: Vicdani Red’di bir okuyun. Hazırlık olur. 🙂
Not 1: Kitabın İngilizce versiyonu şu adresten ücretsiz olarak indirilebiliyor.
Not 2: Metinde bazı yerlerde “vicdani” ve “red”, bazı yerlerdeyse “vicdanî” ve “ret” kelimeleri kullanıldı. Bunun nedeni bana göre terimin doğru yazılışının “vicdanî ret” olması. Ancak yazar(lar)ın yazım şekline de saygı duyduğumdan kitapla ilgili tanıtım cümlelerinde onların versiyonuyla, kendi düşüncelerimi aktardığım yerlerde ise kendi doğru bildiğim şekilde yazdım.
Vicdani Ret / Zorunlu Askerlik / Militarizm 🙂
http://serdargunes.wordpress.com/2011/11/28/vicdani-ret-zorunlu-askerlik/