Gördüklerim, duyduklarım, düşündüklerim…

Dipnot TV’yle İstanbul’un 3.leri üzerine

İşte 3. köprünün güzergâhı...

İşte 3. köprünün güzergâhı…

Dipnot.tv adresinden yayın yapan internet haber portalından Ece Esmer İstanbul’a yapılması planlanan 3. havaalanının yeri ortaya çıkınca ve bunda benim de dolaylı olarak parmağım olunca mail yoluyla görüşlerimi sordu. E Yeşiller Partisi zamanında yaptığım bir 3. köprü karşıtı kampanya da var; zaten bu ikisi birbirine bağlı iki katliam… O yüzden sorular her iki projeyi de kapsadı.

Haber Dipnot.tv ‘de şu şekilde yayınlandı: Ölü Ormanlar Kenti. Edit’lenmeden önce Ece Esmer’in soruları ve cevaplarım şu şekildeydi.
————————-
Serkan Bey Merhaba,
3.havalimanı ve3. köprü sırasında kesilecek ormanlarımızın vasıfları neler?
Burada ne tür canlılar yaşamakta?
Ormanların kesilmesi sonucunda ne tür tehlikelerle karşılaşacağız?
Her iki proje başka bir alana tahsis edilemez miydi?
Orman katlinin bu kadar çok olduğu başka ülke var mı?
Eklemek istedikleriniz olursa sevinirim.
Kişisel olarak çok canımı acıtan bir konu. Yardımlarınız için teşekkür ederim…

—————————

Selamlar Ece Hanım,

 Sorularınıza cevap vermeden önce belirtmek isterim ki, ne İstanbul’un trafik sorununu, ne de 3. havaalanına ihtiyacını inkar etmekteyiz. Genelde bu ikisine karşı olanların “sırf muhalefet yaptığı”, “çözüm üretmediği” ve “sorunları görmezden geldiği” propagandası yapılıyor. En başta, bunun doğru olmadığını belirtmek gerekiyor. 
İstanbul’un çok önemli bir trafik sorunu var ve bu sorun nedeniyle her gün binlerce insan saatlerini, parasını ve emeğini yollarda heba ediyor. Bunun ekonomik götürüsü de oldukça yüksek. Ancak böyle bir sorunun ortaya çıkmasının nedeni trafiğin köprülerle çözülecek bir sorun olarak algılanması. Siz ne kadar çok yol ve köprü yaparsanız yapın insanlar durmadan araba alıyorsa ve siz de bunu teşvik ediyorsanız o yeni yol ve köprüler de dolacaktır. Trafik sorunu, bu şekilde, sonsuza kadar artarak devam eder. Bu nedenle, çözüm yeni yol ve köprü değil. Çözüm özel araç kullanımının azaltılması, toplu taşımanın teşvik edilmesi. Dilerseniz bir ara gerçek çözüm alternatifleri üzerine de konuşabiliriz. Ancak şimdi konumuza geri dönelim.
Hiçbir işe yaramayacağı açık olan bir köprü için 2 milyon ağacın kesilmesinden ve bu köprünün daha fazla kullanımını sağlamak için kuzey ormanlarının ortasına yerleştirilen bir 3. havaalanından bahsediyoruz. İstanbul’un kuzeyindeki ormanlar şehir için son derece önemli işlevler görüyor. Havasını temizliyor, kuzey rüzgarlarıyla gelen tozları tutuyor, su kaynaklarını besliyor ve dengede tutuyor, hayvanlara barınak sağlıyor, göçebe kuşlara dinlenme mekanı oluyor ve İstanbullular için dinlenme ve rekreasyon alanı olarak kullanılıyor. Bu nedenlerle, Kadir Topbaş ve ekibi tarafından hazırlanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin planlarında kuzey ormanları üzerindeki konut baskısının önlenmesi gerektiği belirtiliyor. Ancak Başbakan Erdoğan, bu ormanların ortasına bir köprü ve otoyol, bir havaalanı ve bir yeni şehir yapılması emrini verdiğinde Topbaş helikopterden yer göstermek için Başbakan’la birlikte havalanıyor.
Kuzey ormanları oldukça hassas bir ekolojik sistem yaratıyor. İstanbul’un başka yerde yetişmeyen (endemik) bitki türlerini (Örneğin: İstanbul kekiği, Riva sığırkuyruğu, Kilyos moru, Kumul çivitotu, Sahil sarmaşığı, İstanbul nazendesi), çok çeşitli hayvanlarını (Örneğin: Geyik, tilki, baykuş, çeşitli yılan türleri, ağaçkakan, sincap) ve su kaynaklarını bu ormanlar barındırıyor ve koruyor. Bu eko-sistemden bir tanesini çektiğiniz zaman tüm sistem çöker. Oysa yapılacak olan köprü, bağlantı yolları, havaalanı ve yeni bir şehirle siz bu eko-sistemin bir unsuruna değil, her şeyine zarar veriyorsunuz. Örneğin Topbaş havaalanının Terkos Gölü’nün kenarına yapılacağını söyleyebiliyor. Oysa Terkos İstanbul’un tatlı su ihtiyacının büyük bölümünü karşılıyor. O göldeki muhtemel bir kirlenme tüm İstanbulluların sağlıklı suya erişimini engeller, özellikle bağırsak yolu hastalıkları büyük artış gösterir. Kaldı ki havaalanının üzerine kurulacağı alanın 60 milyon metrekaresinin, belirtildiği gibi eski madenlerden değil, ormanlardan oluştuğu biliniyor. Buna ek olarak, 3. köprü ve bağlantı yollarını yapıp 680 hektar doğal sit alanını, 931 hektar tarım alanını ve 2,5 milyondan fazla ağacı yok ederseniz İstanbullular önümüzdeki yıllarda solunum yolları rahatsızlıklarına daha çok yakalanır, gelecek nesillerin astım olma ihtimali artar.
Tüm bunlar İstanbul’a hizmetmiş gibi sunuluyor ancak asıl amacın ekonominin motoru haline getirilen inşaat, otomotiv ve konut sektörlerini ayakta tutmak olduğu ve bu uğurda İstanbulluların sağlığının ve İstanbul’un ekolojik dengesinin feda edildiğini görmek gerekiyor. Bu projeler İstanbul’a hizmet değil, tersine, İstanbul bu projelere kurban ediliyor.
Her iki projenin de alternatifi var. Havaalanı en başta Silivri’de planlanıyordu. Terkos’a kaydırılmasının tek nedeni 3. köprünün kullanımının artırılmasına çalışılması. Çünkü yapılan ihalede devlet belli bir miktar araç geçişini garanti etti. Eğer o sayıda araç geçmezse sanki geçmiş gibi devlet tarafından ödeme yapılacak. Bu ödemenin bizim vergilerimizle yapılması ayrıca ironik! O yüzden 3. köprünün “kullanılması” gerekiyor. Bu da havaalanı ve Karadeniz kıyısına kurulmak istenen yeni şehirle mümkün hale gelebilir. Aksi takdirde kimse kullanmayacak. Buradan da anlaşılabileceği üzere 3. köprü aslında trafik sorununu çözebilecek kapasitede değil. Trafik sorununu Marmaray çözer, raylı toplu taşıma çözer, metro çözer, Boğazray projesi çözer ama 3. köprü çözemez.
Doğa, dünyanın neo-liberal politikalarla yönetilen tüm ülkelerinde büyük bir saldırı altında. Doğayı bir kaynak olarak gören hükümetler, gelecek nesilleri ve ekolojik dengeyi önemsemeden kazanç elde etme gayreti içerisinde. Türkiye, bu politikayı en saldırgan şekilde uygulayanlardan biri. Ancak dünyanın her yerinde, Brezilya’da, Çin’de, ABD’de veya Afrika ülkelerinde de doğa büyük bir saldırı altında. Bu nedenle bu saldırılara küresel bir karşı duruş geliştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ülkesel olarak kazanılacak mücadeleler dünyanın hızla ilerlediği topyekun yok oluşu engelleyemeyecek.
Umuyorum tatmin edici cevaplar verebilmişimdir. 3. köprüyle ilgili ayrıntılı ve bilimsel bir rapor için Şehir Plancıları Odası – İstanbul Şubesi’nin raporuna göz atmanızı tavsiye ediyorum.

Yorum yazmak ister misiniz?

Information

This entry was posted on 05/12/2012 by in Düşünceler, Yeşil.

Bu blog\'u takip etmek için mail adresinizi yazınız

Diğer 17 bin aboneye katılın

Twitter’dan

En son yayınlananlar